İslam, bireylerin ahlaki ve manevi gelişimlerini en üst seviyeye çıkarmayı amaçlayan bir din olarak, kibir ve gururu ciddi bir tehlike olarak kabul eder. Kibir, bir nevi kendini beğenmeyi, başkalarından üstün görmeyi ve bu yüzden insanlarla ilişkilerinde adaletsizlik yapmayı ifade eder. Bu nedenle İslam'da kibirli olmanın son derece olumsuz bir etkisi ve ağır bir hükmü vardır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) kibri 'Hakikati reddetmek ve insanları küçük görmek' olarak tanımlamış, bu tavrın kişiye hem dünya hem ahiret hayatında zarar vereceğini bildirmiştir.
Kibirli Olmanın İslam’daki Yeri
İslam'da kibir, Allah (c.c) tarafından açıkça yasaklanmıştır. Kibir, Kur'an-ı Kerim'de ahlaki zayıflık ve yıkıcı bir özellik olarak ele alınır. Özellikle İslam'ın tevazuyu, alçakgönüllülüğü ve başkalarına saygı göstermeyi önemsemesi nedeniyle kibir, bir müminin kalbinde bulunmaması gereken bir özelliktir. Kibir, Allah’ın varlığı ve büyüklüğü karşısında kişinin kendi varlığını haddinden fazla önemsemesiyle eşdeğer kabul edilir. Bu nedenle, kibir, yalnızca bireyin kendisine zarar vermekle kalmayıp toplumun geneline de zarar verir.
Kibir, Günah ve Cezası
Kibir, İslam'da büyük bir günah olarak kabul edilir ve Allah katında son derece hoşnutsuz bir durumdur. Kur'an-ı Kerim’de birçok ayette kibirli ve gururlu kişilere uyarılarda bulunulmuştur. Örneğin, 'Allah, kibirlenenleri sevmez' (Nisa 4:36) ayeti, kibirli davranışların Allah’ın hoşnutluğunu kazanmayı engellediğini çok net bir şekilde ortaya koyar. Kibirli olmak, kişinin manevi olarak Allah’a yaklaşmasını engeller, çünkü kibir ile Allah’a teslimiyet ve kulluk arasında ciddi bir çelişki vardır.
İslam ahlakında kabul edilen temel öğretilere göre, kibirli kişi hem dünya hayatında hem de ahiret hayatında olumsuz sonuçlarla karşılaşır. İslam'a göre kibirli bir kişi, diğer insanları küçük gördüğü için toplumda da hoş karşılanmaz, ilişkileri bozulur ve dünya hayatında yalnızlaşır. Ahiret hayatında ise kibirli kişilerin, Allah’ın büyüklüğünü idrak etmekten uzak olacakları ve ceza görecekleri ifade edilmiştir.
Tevazu: Kibrin Zıttı Olarak Ebettek Olmalı
İslam'da kibir konusunun zıttı olarak tevazu çok önemli bir erdem olarak öne çıkar. Tevazu, kendini küçük görmek değil, aksine her şeyin sahibi ve yaratıcısı olan Allah’ın büyüklüğünü kabul etmek ile başlar. İslam'da ideal insan modeli, alçakgönüllü, sabırlı, şükür duygusu yüksek ve mütevazi olarak tanımlanır. Allah Resulü (s.a.v), ‘Allah için alçakgönüllü olanı, Allah yüceltir’ buyurarak tevazunun ne kadar değerli olduğunu belirtmiştir.
Sonuç
Sonuç olarak, İslam dini kibiri bir müminin en büyük manevi zayıflıklarından biri olarak görür ve kibirden sakınmayı öğütler. Allah katında kudretli olmak için kişinin tevazu sahibi olması, diğer insanlara saygı göstermesi ve Allah’ın varlığını kabul edip O’nun büyüklüğünü anlaması gerekmektedir. İslam’da ahlakî erdemler arasında kibirin olmaması esastır ve bu nedenle hem dünya hem de ahiret yolculuğunda kibirden kaçınmak Müslümanlar için en önemli öğütlerden biridir.
Henüz hiç yorum yapılmadı.
Yorum Yap