İslam tarihinde ilk hicret, Müslümanların Mekke'deki yoğun baskı ve zulümlerden kaçarak Habeşistan'a yaptığı sığınma yolculuğudur. Hicret, İslam'ın ilk yıllarında büyük bir direniş ve sabır örneği olarak bilinir. Bu ilk göç, İslam’ın yayılma sürecinde önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. İslam devriminin ilk yıllarında Müslümanlar, Kureyş kabilesinin artan baskılarına maruz kalmış, inançlarını Mekke’de açıkça yaşayamaz hale gelmişlerdi. Peygamber Efendimiz (SAV), Müslümanları daha huzurlu bir yere yönlendirme kararı almıştı ve bu doğrultuda ilk hicret haberi olarak Habeşistan'a göç yapılmasına karar verilmiştir. İşte bu karar, Müslümanların bir miktar özgürlüğe ve güvenliğe kavuşmalarını sağladı.
Habeşistan'ın Tercih Edilmesinin Sebepleri
Habeşistan o dönemde Hristiyanlığın hakim olduğu bir ülkeydi ve kralı Necaşi, adil bir yöneticiydi. Peygamber Efendimiz, Necaşi'nin adaletini ve insaf anlayışını bilerek, Müslümanların bu topraklarda güvenlik içinde yaşayabileceklerine inanıyordu. Aslında Müslümanların ilk olarak bir İslam devletine değil de Hristiyan bir yönetime sığınması dikkat çekiciydi. Bu hicretin en önemli sebeplerinden biri de, Müslümanların inançlarını hür bir şekilde yaşama arzusu ve Mekke’de sürekli karşılaştıkları baskı ortamından uzaklaşma isteğiydi.
Hicretin Gerçekleşmesi
Müslümanların ilk kafilesi, aralarında Hz. Osman bin Affan ve eşi Hz. Rukiyye'nin de bulunduğu bir grup Müslümandı. Onlara bu göç yolculuğunda Reisi Ebu Talip de eşlik etti. Habeşistan'a ulaşan Müslümanlar, burada huzur buldular. Necaşi, Müslümanları hoşgörüyle kabul etti ve Kureyş'in onları geri getirme çabalarını reddetti. Hatta bu süreçte Kureyşliler tarafından Necaşi'ye rüşvet bile teklif edilmiş olmasına rağmen, Necaşi bu haksız teklifi geri çevirmiş ve Müslümanların Habeşistan'da kalmalarına izin vermiştir.
Habeşistan Hicretinin Sonuçları
Habeşistan'a hicret, İslamiyet’in Karşı karşıya kaldığı baskılara karşı ilk ciddi savunma hareketiydi. Müslümanlar, bu hicret sayesinde Mekke’de maruz kaldıkları işkencelerden kurtulmuş, inanç ve ibadetlerini rahat bir şekilde yerine getirebilmişlerdir. Bu göç, Hz. Muhammed’in liderlik stratejilerinden biriydi. Peygamber Efendimizin Müslümanları korunuyor olması bile, İslam'ın bir umut dini olduğunu gösterdi.
Sonuç
İslam’ın ilk yıllarında yapılan bu hicret, sadece fiziksel bir göç değil, inançlarını güvence altına alma isteğinin bir yansımasıdır. Habeşistan'a hicret sayesinde Müslümanlar bir süreliğine de olsa zulümden kurtulmuş, inançları doğrultusunda özgür bir yaşam sürme fırsatı bulmuşlardır. Bu olay, Müslümanların dayanışmasını ve sabrını da bir kez daha göstermiştir.
Henüz hiç yorum yapılmadı.
Yorum Yap